top of page

Balçığı Güneşle Yıkamak

  • Yazarın fotoğrafı: Enes
    Enes
  • 10 Haz 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 24 Kas 2023

Yaşadığımız çağ ile ilgili birçok eleştiriler yapılmıştır. Yapılmaya da devam ediyor ve edecektir. Tutucu modernistlerin aksine birçok insan son 300-400 yılda yaşanan değişimleri ciddiyetle ele almaya çalışıyor. Egosunu yücelerden gören insanoğlunun Babil Kulesi bir kez daha yıkılacak gibi. Bu ilk defa olan bir şey değil. Tarih boyunca benzer senaryoları görebiliriz. İnsanoğlu tevazu ve samimiyet ile bir medeniyet kurar ve sonra kendisini yücelerden ilan ederek aşağıların aşağısına düşer. Çözülme devrinin ardından yıkılma başlar. Bu senaryoyu İbn Haldun'un Mukaddime'sinde etraflıca okuyabiliyoruz. Günümüzü şekillendiren modern paradigma ise herhangi bir tevazuya dayanarak kurulmadı. Başladığında kendisini dev olarak gördü ve gün geçtikçe yüceleşerek tanrılığını yazdı dağlara, taşlara, göklere... ''Her yere baktık fakat Tanrı'yı bulamadık'' diyerek kendi vehimleriyle oluşturdukları boşluğa kendi tanrısallıklarını koydular.


Anthony Giddens, modernizmi 'Juggernaut'' metaforuyla açıklıyor. Ne yapacağı belli olmayan, kontrol edilemeyen, durdurulamayan ve önüne gelen her şeyi yıkıp viran eden bir yıkım makinesi. Bence modernizmi izah eden en güzel imge budur.


Bu çağ diğerlerinden farklı. Ancak büsbütün değil. Adem (as)'dan bu yana iki kesim olmuştur: Nûr ve karanlıklar. Nûr birdir, tektir, Tevhîd iledir. Karanlıklar ise çoktur. Çoğu iman etmez. Çoğu akletmez. Çoğu ibret almaz. Çoğunluk yanlışa gider. Bugün de durum böyledir. Bakmayınız bugün çoğunluğun ne dediğine. Bakmayınız çoğunluğun hakikat diye gösterdiklerine. Bakmayınız çoğunluğun kendi nefsini tanrılaştırmasına ve hiçbir şey bilmeden her şeyi biliyormuş edalarına. Bakmayınız aya ayak bastığında kozmosu fethettiğini düşünen o 'kudretli' juggernaut minyonlarına. Hz. Adem'den beri durum böyle olmuştur her zaman. Karanlıkların kuşattığı insanlar bir fırsat görmeye dursun. Anında kendi nefsine tapar. Ancak şöyle de bir kaide vardır: Nûr her zaman karanlıklara galiptir. Mağlup olduğu düşünüldüğü zaman dahi galiptir. Nûr'un kuşattığı, büyüttüğü, emzirdiği bir insan karanlıkların karattığı milyonlarca hatta milyarlarca insandan kıymetlidir. Bu kıymetinin bedelini nasıl ödemelidir peki?


Evet, eşref-i mahlukat diyoruz. Hakk'ın kelamına muhatap olan, günde en az beş defa O'nun huzuruna çıkan, daima O'nun huzurunda olan ve O'na kul olan (dolayısıyla aleme sultan olan) insan-ı kamil diyoruz. Karanlıkların medyayla, silahla, parayla, kültürel erozyonla ve uygarlık yalanlarıyla dört koldan kuşatmaya çalıştığı şu günlerde kalbindeki Nûr ile direnen ve dirilen Hz. İnsan diyoruz. Peygamber (sav) aşkıyla gönül şehrini baştan başa sarmaşık sarmaşık yeşerten ve gittiği her yere ve her ân'a Asr-ı Saadet ruhunu taşıyan halife insandan bahsediyoruz. İşte bu insandır tüm karanlıkları, tıpkı tarihin her döneminde olduğu gibi, aydınlatacak olan, tufan arifesinde canla başla çalışarak bir gemi yapacak olan ve gerekirse kendisine cennet olacak ateşe gözü kapalı atlayacak olan. Kendisine verilen şerefli kulluk mertebesinin değerini bildiğini böylece kanıtlayabilir.


Mes'uldür insan. Zulme uğrayan bütün mazlumların ahından mes'uldür. Küresel ısınmadan mes'uldür. Katledilen ve hapsedilen hayvanlardan mes'uldür. Adaletsizlikleri önlemek yolunda mes'uldür. Aklımıza gelebilecek, İlahî dengeye aykırı olarak gelişmiş olan her şeyi düzeltmek ve nizamın kurulmasına vesile olmak için mes'uldür.


Kaçacak yeri yoktur üstelik. Eliyle düzeltecektir bütün bozguncu düzensizlikleri. Eliyle düzeltebilmek için her şeyi yapacaktır. Kelimenin tam manasıyla elinden gelen her şeyi yapacaktır. Takat getiremiyorsa bunu yapmaya o halde diliyle düzeltecektir. Konuşacaktır, yazacaktır ve gerektiğinde haykıracaktır. Buna da takat getiremiyorsa buğzedecektir kalbinin en derinliklerinden. Öyle anlık bir somurtma ile değil. Geçici bir kızgınlık ile değil. Hakk için yanacak ve Hakk için ağlayacaktır gönül. Hakk ile de çağlayacaktır.


Hiçbir şey için geç değil. Juggernaut'un, modernizmi betimleyen en iyi metafor olduğunu söylemiştim. Evet, öyledir. Ancak Nûr'un elbisesini ruhuna ve bütün mevcudiyetine giymiş olanlar karanlıkları durdurmaya güç yetirebilir. Durdurulamaz olan Juggernaut'u onlar durdurabilir.

Kommentare


  • X
  • Instagram

© KatredenUmmana

bottom of page