top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıEnes

Berceste: Her kişi aşık olurdu eger asân olsa​

Bir demir dağı delip boynuna almak gibidir

Her kişi aşık olurdu eger asân olsa

​

                                                               Taşlıcalı Yahyâ


Aşk, günümüzde içi en çok boşaltılan kavramların başında gelir. Günümüzde genellikle cinsel, şehvani, hayvani ve bedensel hazzın tanımı olarak kullanılıyor aşk maalesef. Bakın Taşlıcalı Yahyâ ne diyor? Demir bir dağın eritildiğini ve boynuna yüklendiğini düşün. İşte aşk buna benzer. Ezilirsin, nefessiz kalırsın, güç yetiremezsin ve sonunda helak olur gidersin. Bu nedenle aşık olmak her babayiğidin harcı değildir. Kolay olsaydı herkes aşık olurdu. Yeri gelmişken hatırlayalım; tasavvuf aşk edebiyatından fazlasıdır. Tasavvuf, Allah'a ve Resulüne giden bir yoldan ziyade nefsani arzuları tatmin için bir bahane olarak algılanıyorsa son derece batıldır. Tasavvuf, canım-cicim, arım-balım-peteğim edebiyatından fazlasıdır. Üstadın dediği gibi biz gibilerin pek harcı değildir aşıklık falan. Tasavvufta şöyle güzel bir paradoks vardır bu durumla ilgili: Bir kişi aşığım diyorsa demek ki cümle kuracak kadar aklı başındadır. Aklı bu kadar başında olan aşık değildir. Aşk, herkesin çokça konuştuğu ancak kimsenin anlatamadığı, anlatamayacağı bir şeydir. Hal böyleyken aşk kavramı dünyevileştirilmeye müsait bir kavram olarak şehvet avcılarının eline düşüyor. Bu bağlamda aşk kavramını, kendisini koruyamayan ve nesli tükenmekte olan ürkek ve değerli bir kuşa benzetebiliriz. Sahip çıkalım. İnsan en derin şekilde kavramlarından yaralanır.

  • X
  • Instagram
bottom of page